[1]28 Şubat Davası
Daha önce bu sitede yayınlan köşe yazımda 28 Şubat mağdurları ile ilgili yapılan kanuni düzenlemelerden bahsetmiş, eksik de olsa kanuni düzenleme ile mağduriyetlerin giderilmeye çalışıldığına değinmiştik. Yaşanan süreçte Memur-Sen’in de imza kampanyası sonrasında yapmış olduğu eylemiyle ön ayak olduğunu söyleyebileceğimiz bir süreç yaşandı ve kamu da başörtüsü serbest bırakıldı. Postmodern darbenin en büyük izi, mağduriyeti de böylece darbeden yaklaşık 16 yıl sonra birkaç istisna dışında (bu istisnalar ile ilgili acil düzenleme yapılmalı, hakim, savcı, polis v.s. ayrımı olmadan her alanda serbest olmalı) ancak ortadan kaldırılmış olabildi.
Hali hazır da ise 28 Şubat postmodern darbesi sebebiyle yargılama faaliyeti yapılmaktadır. Bu yargılama çerçevesinde batı çalışma gurubu faaliyetleri odaklı askeri kanatla ilgili açılmış ve Ankara Adliye’sinde duruşmaları devam eden bir yargılama bulunmaktadır. Söz konusu davanın iddianamesi incelendiği takdirde, o dönemde yaşanan olaylar zihinlerde tazelenmekle birlikte, iddianamenin ne kadar eksik olduğu ortaya çıkmaktadır. 28 Şubat darbesine diğer darbelerden farklı bir nitelik kazandıran ve postmodern darbe nitelemesine sebep olan husus sadece askerlerin faaliyetleri ile ilgili değil sivil kanatla ortaklaşa yapılan bir darbenin bulunmasıdır. Sivil kanatın içinde ise iş dünyası-sermaye, medya, siyaset, bürokrasi, yargı v.s. bir çok unsur bulunmaktadır. Aynı iddianamede bu hususlardan da bahsedilmekte ve soruşturmanın savcılık makamınca halen devam ettiği belirtilmektedir. Hakkaniyet gereği davanın birkaç askerin yargılandığı dava görüntüsünden kurtarılması, sivil kanatla ilgili soruşturmanın da bir an önce tamamlanarak, o dönemde bu mağduriyetlerde katkısı bulunan herkesin yargı önüne çıkarılması gerekmektedir.
Söz konusu yargılama ilgili insanlarda bir ilgisizlik bulunmaktadır, sorulduğu takdirde herkes 28 Şubatta şu veya bu şekilde mağdur olduğunu belirtmekte olduğu halde bu davaya gereken ilgi gösterilmemektedir. Ergenekon, balyoz v.s. davaların her duruşması gündem oluştururken bu davaya ilgi nedense çok az bir düzeyde kalmaktadır. Halbu ki ergenekon, balyoz v.s. de isnat edilen suçlama darbeye teşebbüs, söz konusu suçun mağduru da seçilmiş iktidardı. Darbe planları gerçekleşmediği için vatandaşın dolaylı veya dolaysız bir mağduriyeti de yaşanmadı. 28 Şubat da ise farklı olan planlanan, tamamlanan bir darbe, halkın seçmiş olduğu siyasi iradeye postmodern şekilde müdahale, vatandaşa yansıyan ve herkesin hafızası tazelemeye bile gerek olmayan mağduriyetler. Bu sebeple, 28 Şubat’ta darbeye teşebbüs değil tamamlanmış darbe bulunmakla birlikte hemen hemen herkesin içinde olduğu bir mağdur kitlesi bulunmaktadır. En azından oy vermiş veya vermemiş olsa bile seçilmiş bir partinin iktidardan uzaklaştırılması sebebiyle bu partiye oy veren/vermeyen tüm vatandaşlarımız sürecin en büyük mağdurudur. Yılarca süren başörtüsü zulmü sebebiyle öğrenciler, kamu görevlileri ve bunların aileleri mağdurdur. O dönemde imam hatip ve meslek okullarında okuyan öğrencilerin hepsi mağdurdur. Görevden atılan, uzaklaştırılan, disiplin cezası alan, hakkında idari ve cezai takibat yapılan, askeriyeden ilişiği kesilen ve sayamadığım başka kişiler de dahil herkes bu dönemin mağdurudur. Tüm bu kişilerin maddi kayıpları olmuş, insanlar işinden mesleğinden edilmiş, evine ailesine ekmek götüremez hale getirildiği için bu kişilerin ailelerine kadar yansıyan mağduriyetler ve maddi zararlar – ortaya çıkmıştır. Uğranılan manevi kayıplar ise yaşamadan anlatılacak şekilde değildir fakat hemen herkes yakınında bu manevi zararı gözlemlemiş veya dinleyebilecek durumdadır.
Yapılan yargılamanın eksikliğinden yukarıda bahsettik ama çuvaldızı kendimize batırarak bu yazıyı tamamlayalım. Eksik olsa da Ankara adliyesinde yapılan bir yargılama ile devam eden bir soruşturma bulunmaktadır.
Bu soruşturma dosyasına katkı vermek için mağdur olduğunu belirten hepimiz neden mağduriyetimiz ne ise bununla ilgili savcılık makamına soruşturma yapılması talepli şikâyette bulunmadık?
Yapılan yargılamaya bende mağdurum, davaya müdahil olarak katılmak istiyorum diye müdahale etmedik?
Neden duruşmalara iştirak ederek izlemiyoruz, davayı takip etmiyoruz?
Netice de ise bu davaya neden gereken ilgiyi göstermiyoruz?
Av. Ömer Faruk SELEŞ
Diyanet-Sen Konya Şubesi Hukuk Danışmanı