[1]
Genel Başkan Bayraktutar: Filistin’in Müsebbibi Müslümanlardır
ABD Başkanı Trump’ın 7 Aralık 2017’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımlandığını ilan etmesinin ardından, ABD yönetimi bugün büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıdı.
Kudüs’te konuyla ilgili olarak gergin bekleyiş sürerken, Gazze’de ise protestolar başlamış durumda.
Gazze’deki protestolarda 52 Filistinli İsrail güçleri tarafından vurularak şehit edildi.
1700 Filistinli gerçek mermiyle yaralandı.
Konu ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yayınlayan Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar; ‘İsrail’de yaşanan kıyım, İslam coğrafyasının ayıbıdır. Mazlumun sesi olamayan bizler, ya ilelebet bu prangalara mahkum olacağız ya da bir ve bütün olup İsrail’in bu taşkınlığına son vereceğiz’ dedi.
Kuranı Kerimdeki ayetlerle açıklamalarını sürdüren Diyanet-Sen Genel Başkanı Bayraktutar;
‘’Sakın, ALLAH’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma!
Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” İbrahim / 42 diyor.
Ayet ve hadislerin biz müslümanlar için rehber olduğunu ortadadır. Bu zülümler elbet son bulacaktır. Fakat müslümanların parça pörçük olan halleri, nice canların son bulmasında baş aktördür’ ifadelerini kullandı.
Bayraktutar; Hiç bir şey yapamıyorsak en azından Filistin’e ses olmalıyız, Filistin’in çığlığını dünyaya duyurmalıyız. Amerika’nın 2017 yılında ortaya attığı karara 128 üye ret cevabı vermiştir. Bizim asıl derdimiz bu değildir. Asıl derdimiz, bahanelerle işgalleri meşrulaştıran, pişkince orantısız güç kullanan, bahanelerle mazlumları öldüren bu zalimlerin yaptığınadır.
Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’ın İsrail’in Filistin’e attığı füzelerin yarısını müslümanlar İsrail’e atsa, akşam çayını Kudüs’te içeriz sözüne atıfta bulunan Bayraktutar; Bugün uyuyan İslam alemi uykularında kahramanlık rüyaları görmektedir. Gerçek olan rüyalardan fazlasıdır.
Rüyalarda ölenler uyandıklarında yaşarken, sırf birileri uyuyor diye öldürülen Filistin halkının müsebbibi müslümanlardır’ dedi.
Özellikle Nakbenin yıldönümüne denk getirilerek atılan bu adımın islam dünyasına göz dağı verilme mesajı barındırdığı bilinmelidir.
Başta Türkiye’nin ve İslam coğrafyasının Siyonist İsrail’e karşı siyasi demeçlerden çok, yaptırım odaklı kararlar alması zaruri ve elzemdir.