- Konya Diyanet-Sen - https://www.konyadiyanetsen.org.tr -

İSLAM’DA ADALET

myılmaz.1 [1]           İslam: Selam, selamet, bağlanmak itaat etmek, barış sevgi gibi birçok güzel kıymeti içinde barındıran ilahi dinin adıdır. Adalet: İnsan Allah ilişkilerini, insan İnsan ilişkilerini, insan tabiat ilişkilerini İslam’ın koyduğu hükümler doğrultusunda düzenlemeye adalet denir. Adalette eşitlik vardır fakat eşitlikte adalet yoktur. Açıklamak gerekirse elli kiloluk iki çimento torbasından birini on yaşındaki bir çocuğa, birini de yirmi yaşındaki birine yüklediğimiz, zaman eşit davranmış oluruz, fakat adil davranmış olmayız. Kısaca kişiye sorumluluğunca hak ettiğini vermek adalettir. Adalet mülkün temelidir. Yüce Rabbimizin adil olduğunu ve kimseye haksızlık yapmayacağını bilmemiz gerekir. Allah, bizlere de adaletle hükmetmeyi emreder. (Nahl 90)

           Bir toplumda adalete güven yoksa korku, ıstırap, mutsuzluk vardır. Orada mal, can din ve nesil emniyeti yoktur. Bu ortam o toplumun çöküşünü hazırlar. Ülkemizde zinanın suç olmaktan çıkmasıyla oluşan aile faciaları, yuvaların yıkılması, meydana gelen asayiş olayları sonucunda, suçlulara hak ettiği cezalar verilmemiş, kanun yapıcılar cezaları suça uygun hale getirmemiş, birde adalet hüküm vermede gecikince güven duygusu sarmıştır. Sonra insanlar sorunlarını kendileri ya da çeşitli illegal kişiler vasıtasıyla halletmeye kalkınca herkes korkmuş, toplum haksızlıkları görmez hale gelmiştir. Hükümet yetkilileri açıklama yaparlarken izlemiştim dönemlerinde mafya ve benzeri illegal örgütleri çökerttiklerini söylemişti. Fakat görüyoruz ki bunlara verilen cezalar caydırıcı olmadığı ve toplum gözünde hak edilen cezalar olmadığı için menfur hadiseler devam ede gelmiştir.  Sistem suçlu üretir hale gelmiş ve toplumda kargaşa korku devam etmiştir. Birçok insanın ilahi adalete sığındığını görmüşüzdür. Yani pansuman tedbir ve cezalarla bir toplum ıslah edilememiştir.

            Bir ülkede toplumun güvenliği barış ve huzurun sağlanması için mutlaka cezalar caydırıcı olmalı kanun yapıcılar gerekirse köklü çözümler bulmalıdır. Allah’ın kitabında buyurulan, işlenen suçun cezasını hak eden. Katil ırz düşmanı, hırsız, terörist kişilerin mutlaka caydırıcı cezalara çarptırılması gerekir değilse bu toplumun huzur barış ve güvenliği temin edilemez.  İnsanımızın huzur ve güvenliğini sağlamada Allah’ın hükümlerinden ve peygamberimizin hadislerinden faydalanılması gerektiğinden bahsedilince birileri İslam’ın hükümlerinin acımasız hoşgörüsüz olduğunu söylerler. Hemen hümanist kesilirler, aklın sıra Allah’ın hükümlerini çağdışı ilan ederler. Rabbimiz “kısasta sizin için hayat vardır” buyuruyor. Batı uygularsa çağdaşlık, medeniyet bizde gericilik çağdışılık olur. Geçmişten bir olay anlatılır. Gayri Müslümlerin yaşadığı bir yerde hırsızlık yapanlara ölüm cezası verilir. İslam’ın ve Müslümanların yaşadığı yerde hırsızlık yapanın eli kesilir. Gayri Müslümlerin yaşadığı ülkedeki papaz, İslam kadısına derki, biz hırsızlık yapana ölüm cezası veriyoruz, hırsızlık olayları devam ediyor,  siz ise hırsızlık yapanın elini kesiyorsunuz bir daha hırsızlık olmuyor sebebi nedir? Diye sorar. İslam âlimi derki- biz Allah’ın hükmünü uyguluyoruz siz ise kendi hükmünüzü uyguluyorsunuz, onun içindir ki sizde hırsızlık devam ediyor önemli olan Allah ın hükmünün uygulanmasıdır der. Bu iki farklı hadiseden de anlıyoruz ki İslam’ın hükümleri fıtridir her çağa uygundur. Bin dört yüz yıldan beri tazeliğini ve geçerliliğini korumuş ve kıyamet sabahına kadarda güncelliğini korumaya devam edecektir. İnsanı yaratan onu en iyi bilendir. Allah’ın kitabı mucize bir kitaptır. Peygamberimiz bizim için kılavuz ve rehberdir. İnsana uygun mükâfatı da cezayı da Allah takdir ediyor.

           Allah Teâlâ bize iki yol göstermiştir. Biri hak diğeri batıl ve bunula birlikte diğer varlıklarda olmayan akıl nimetini vermiştir. Yüce kitabımız kur an ı, tebliğ etsin açıklasın anlatsın diye birde içimizden peygamber seçmiştir. Kim Allaha kul Resulüne ümmet olur, hakkı üstün tutar gider cennete, kimde batılın, şeytanın ve nefsinin peşinde koşar gider cehenneme. Dolayısıyla cennet ve cehennemde Allah’ın rahmetinin bir neticesidir.

Rabbimizden dileğimiz bize cennetiyle muamele etsin. Yüce Rabbimiz İslam’a ve Müslümanlara yardım etsin hatalarımızı günahlarımızı bağışlasın. Birlik ve dirliğimize kastedenlere fırsat vermesin. Allah ın selamı üzerinize olsun…26.01.2013

Mustafa YILMAZ

Diyanet-Sen Konya Şubesi Başkan Yardımcısı