- Konya Diyanet-Sen - https://www.konyadiyanetsen.org.tr -

Mi’rac Kandilimiz Mübarek Ola

akköşe [1]Mi’rac Kandilimiz Mübarek Ola

Receb-i Şerifin yirmi yedinci gecesi (Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece) Mübarek Mi’rac Kandilidir. Mi’rac, Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’in hem rûhen hem bedenen, Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya, oradan da yedi kat göklere, Hz. Allah’ın dilediği yerlere kadar olan seyahatine ve bu seyahat esnasında nail olduğu mucizelerin tamamına verilen isimdir.

Allâh-ü Teâlâ,lütuf ve ihsanıyla şereflendireceği kullarını çeşitli imtihanlardan geçirmiştir. En büyük derecelere nâil olan peygamberler de herkesten daha çok sıkıntı-ıstırap ve meşakkatlerle karşılaşmış ve sonunda büyük kurtuluşlar yaşamışlardır.

Resulullah (s.a.v) efendimiz de; İslam’ı tebliğe başladıktan sonra, Mekke-i Mükerreme’ de en büyük sıkıntılara sabrettiler. Bilhassa peygamberliğin 10. senesi; önce kavmi içerisinde kendisini daima koruyan, kavminin büyüğü, amcası Ebû Tâlib; kısa bir süre sonra da en büyük tesellisi Hz. Hatîce annemiz vefat etmişti.

Böyle sıkıntılı bir dönem’de yeni bir inkişaf ümidi ile,İslamı tebliğ için gittiği Taif’te ise pek çok fenalıklara maruz kalmış, taşlanmış; artık üzüntüler had safhaya çıkmış, onun için İslam tarihinde bu seneye “hüzün senesi” denmişti.

İşte Mirac, böyle bir dönemde sıkıntıların büyük ferahlıklara çevrileceğinin müjdesi olarak Resulullah (s.a.v) efendimizin Huzur-u İlâhîde muazzam ikram ve iltifatlara nail olmasıdır.

Diğer taraftan Mirac; Cenabı Hakkın Sevgili Habibini gök ehline, oradaki meleklere tanıtması, Onların da Rasulullah (s.a.v) Efendimizin Risaletini tasdik etmesidir. Bunlar gibi daha bilemediğimiz nice hikmetleri mevcuttur.

İsra suresinin ilk ayeti kerimesinde Mevla’mız şöyle buyuruyor:

“Noksan sıfatlardan münezzeh olan Hz. ALLAH en sevgili kulunu bir gecede Mescid-i haramdan, etrafını bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksaya götürdü Biz Habibimize bu seyahati, mucizelerimizden bazılarını gösterelim diye yaptırdık. Şüphesiz O hakkıyla işiten, kemaliyle görendir.”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Mescid-i Haram’dan, Mescid-i Aksâ’ya kadar götürülmesine İsrâ denir ki yukarıdaki Âyeti Kerîme’de bu anlatılmakladır. Bu safhayı inkâr eden küfre düşer. Zira ayetle sabittir. Bu yolculuk Burak üzerinde olmuştur. Mescid-i Aksâ’da bütün Peygamber ve Evliya’nın ruhları Efendimizi karşıladılar. Efendimiz onlara imamlık yaptı.

Mi’rac isimli mânevi bir asansörle 1. kat semâya kadar, oradan Melaike-i Kiram’ın kanatları üzerinde 7. kat semâya kadar çıktı. Hz. Cebrail ile 7.kat semâdan Sidre-i Müntehaya kadar, daha sonra Refref ile Cenâb-ı Hakk’ın dilediği yere kadar gitti. Huzuru İlahide, Tecelliyi küllîye mazhar oldu. Cenâb-ı Hak ile akıllarımızla anlayamayacağımız bir keyfiyetle konuşmuşlardır. Sure-i Necm’de Cenâb-ı Hakk meâlen; “O kadar yakınlaştı ki iki yay arası kadar; hatta daha da yakın oldu. Allah, kuluna ne vahyetti ise vahy etti.” buyurdu.

Ümmetine üç m’irac hediyesi getirdi;

  1. Ümmetinden Allâh-ü Teâlâ’ya şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesi,
  2. Sûre-i Bakara’nın son iki âyet-i
  3. Beş vakit namaz.

Hz. Hadicetü’l Kübra validemiz ve Rasûlullah Efendimiz’ (s.a.v.)’in amcası Ebû Talib’in vefâtları sebebiyle Peygamberimizi bir teselli;

Miracın bazı sebepleri.

İmamü’l Enbiya olduğunun ispatı,

Risâletinin umumi olduğunun ispatı,

Arz ve semânın birbirine karşı iftiharı,

Meleklerin halledemedikleri meselenin hâlli,

Müşrikleri tasdike mecbur etmek; Hiç görmediği yerleri, gördüğü doğru çıkınca vahye dair söylediklerinin de doğru olması lâzım,

Diğer alemlere de risâlet vazifesini ikmal,

İman edenlerin derecesini imtihan

(Rabbim şefaatlerine nail eylesin.)

Biz, Müminler olarak Mi’rac mucizesine Ayeti kerime ve hadis-i şeriflerde bildirildiği şekliyle inanıp îman ederiz. Efendimiz (s.a.v)’in ve bütün ümmetinin sayısız müjdelere kavuştuğu bu kutlu gece; aynı zamanda melekler âlemi için de Allah Resulü ile şereflendikleri müstesna bir gecedir. Bu sebeple her sene miraç kandili, Melekler âleminde büyük manevi merasimlerle yeniden yaşatılıp ihya edilir. Bizler de Ümmet-i Muhammed olarak gücümüzün yettiği nispette bu geceyi ihyâ etmeye çalışmalı, programlarımızı bu kutlu geceyi ve gündüzünü ihya edebilecek şekilde düzenlemeliyiz.

Din kardeşlerimizi, anne-babamızı, yakınlarımızı arayarak kandillerini tebrik etmeli, büyüklerin duasını almalı, geçmişlerimizin ruhlarına hediyeler göndermeliyiz.

Farz ibadetleri cemaatle eda edip, çokça tövbe ve istiğfar etmeli, mümkün olduğu kadar nafile ibadet yapmaya da gayret etmeliyiz. İslam büyüklerinin bu gecede yapılmasını tavsiye ettikleri bazı hususi ibadetleri de ihmal etmemeliyiz.

Şöyle ki; o gece yatsı namazından sonra 12 rekât hâcet tavsiye edilir. İki rekâtta bir selam verilir. Her rekâtta Fatiha’dan sonra 10 İhlası şerif okunur. Ayrıca Mi’rac gecesinden sonraki gün oruç tutmak 60 aylık nafile oruca denk olduğu müjdelenmiştir..

Mirac; sıkıntıların ferahlığa tebdil edildiği, Cenabı Hakkın bizlere büyük İkram ve hediyelerinin olduğu mübarek bir gecedir. Böyle bir gecede her türlü maddi ve manevi müşkülatımızın halli için, gidilecek son merci olan Cenab-ı Mevla’nın kapısında göz yaşları dökmeli, kulluk vecibelerimizi yeniden gözden geçirmeli, Sevgili Habibine olan iltiması hürmetine dünya ve ahiret saadetini kazanmaya çalışmalıyız.

“Günü birlik hayatın getirdiği sıkıntılarımızla bunalan ruhlara, ihmal ettiğimiz manevi hayatımızla daralan kalplere, huzur iklimine eriştiren bir kandil olması dileğiyle tüm İslam âleminin Miraç Kandili’ni tebrik ediyor, bu gecenin, özellikle insanlığın ortak huzurunu tehdit eden terör ve şiddetin, savaş ve düşmanlığın yerini barış ve huzura bırakması için rağbetlerimizin iyiye, güzele ve doğruya yönelik olmasını, bu gecede yapacağımız ibadet, dua ve yakarışların kabul olmasını Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum.”

Ali Koç

Diyanet-Sen Konya Şube Başkanı