[1]Niye, Neden, Niçin?
Değişen dünyamızda, her şeyi ile beraber siyaset ve siyasi düşünme teknikleri de değişmekte. Herak letos’un dediği gibi ‘değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’
Değişen kocaman dünya içerisinde gelişen ve büyüyen, ülkemizde de siyasetin ve siyasilerin daha objektif, daha akılcı rasyonalist nitelikte olması gerekir.
Nedenleri ile niçinleri ile, irdelenmeden, sorgulanmayan siyasi düşünme biçiminin gelişme sağlaması imkansızdır. Bu konuda siyasi adamlarımızın başarısızlığı kadar, insanımızın da verileriyle, sonuçlarıyla pek başarılı olduğu söylenemez. İstatiksel verilerle, matematiksel sonuçlar, dünün bu güne ışık tuttuğu malumumuzca bilinmektedir. Son zamanlarda bazı siyasi adamlarımız matematiksel verilerle siyasi arenaya çıksa da pek başarılı oldukları söylenemez.
Sadece Türk milliyetçiliği ile yıllarca beslenecek başka bir politika üretemeyen, buna refleks geliştirip, ırksal ayrışma unsurunu kullanıp, bundan nemalanmaya çalışan bir zihni yapı ve Anadolu insanına tepeden bakan küçük bir grubun ülkenin geri kalanını ötekileştirmesi kendilerine farklı, halkı farklı bir kategoride değerlendirerek halkın anlayamayacağı, ideolojik bir dille siyaset yapması teveccüh bulmuş değil, bulamayacaktır.
Peki halk nedenleri ve niçinleri ile ne istiyor? Dününe bakıldığında gelecek vadeden, daha kucaklayıcı birikimi ile bize ve ülkemize ümit veren, gelişen değişen dünyada başımızı ayakta tutabilecek bir hükümet istediğimizden eminiz. Dünümüze baktığımızda koalisyon hükümetlerinin hiç birinde ülkemiz menfaatine bir icraatın olduğu vaki değil, her defasında güzelim Türkiye’miz yirmi, otuz yıl geriye gitmiştir.
Bugün seçim vaadleri bazıları için tekrar olsa da, sizi biraz gerilere götürmekte fayda görüyorum. Çok uzakta değil, yanı başımızda olan Yunanistan zor günler yaşıyor. Bu zor günleri de sırtlanan oranın Başbakanı Cipras sırtlanmakta. Milyonlarca borcu olan Yunanistan’da yaşanan sıkıntılara rağmen, BM ile, İMF ile görüşüp 20 milyon dolar gibi bir borcun serbest bırakılmasını sağladı Cipras… Daha sonra Yunanistan’da hükümet yıkıldı ve erken seçime gidildi, erken seçimde sandıktan çıkan isim yine tek başına CİPRAS oldu. Yunan halkı sayısız başarılardan dolayı değil, bir başarısından dolayı, olası bir gelecek için Cipras’a yine görev verdi.
Şimdi sizinle bir EVET HAYIR diyelim mi?
İnsanca yaşamaya EVET, Birlikte kardeşçe yaşamaya EVET, avrupa’da dik durmaya, onurlu vakurlu yürümeye EVET, Sağlıklı yaşamaya, bisikletli bir toplum olmaya, kimyasaldan uzak durmaya EVET, IMF ye borscuz kalmaya EVET, Dünyanın süper gücü olmaya EVET, Medeniyetin göbeğinde insanca yaşamaya EVET…
EVET’leri daha da çoğalta biliriz. Hayırları zaten 13 yıl evvel yaşamıştık. İşte tam bu noktada ben bir vatandaş olarak şunu diyorum. CİPRAS ülkesine olan borçtan dolayı bir nefes aldırıp, hala borçlu vaziyette de olsa, vatandaşından tam destek alıp tekrar sandıktan çıkıyorsa, Biz tek başına sandıktan çıkmak için kaç sebep sayalım.
Kıymetli okurum, yalancı art niyetli insanların karalamalarına aldanma! Yalanlarına inanma! Eğer Ak Parti onların dediği gibi bir parti olsaydı, Eğer Recep Tayyip Erdoğan onların söylediği gibi kötü niyetli biri olsaydı, Eğer Ahmet Davutoğlu gerçekten karakter yoksunu olsaydı, bugün Türkiye kalır mıydı?
Unutmayın şer güçler dört koldan devleti sendelemek için, hükümeti yıpratmak için çalışıyor. Kendinize bir sorun? Neden Avrupa menşei olan bu insanlar bu kadar uğraşıyor, BBC gibi kanallar neden destekçileri oluyor, neden HDP gibi partilere Avrupa destek veriyor?
Cevabı kendin bul… Eğer onlardan farksız olsaydı RTE ve DAVUTOĞLU emin ol, kimse onları kötülemezdi. Unutma sen sandıktan sadece AK Partiyi çıkarmayacaksın, bu ülkenin istikbalini de çıkaracaksın.
Tek partili hükümet modelinde ülkemiz, daha ileriye gittiğini aynel yakin yaşamış bulunmaktayız. Bu gerçeği göz ardı etmeden, daha fazla icraatlara tek partili hükümet modelini hayata geçirmek için, elimizden gelenin fazlasını topyekûn ülkemizin menfaati için yapmak zorundayız. Bir kasım seçimlerinin ülkemiz adına hayıra vesile olması ümidiyle daha güzel yarınlar temennisiyle….
Osman Doğan – Konuk Yazar