- Konya Diyanet-Sen - https://www.konyadiyanetsen.org.tr -

Sanal Samimiyeti Nasıl Olmalı

6 [1]Sanal Samimiyeti Nasıl Olmalı

Hızla gelişen ve değişen dünya iletişiminde teknoloji hayatımıza girdiğinden beri sanki dünya ya yeniden bağlandık. İletişimle birlikte dünyevileştik, modernleştik ve samimileştik (!). hatta öyle ki yediğimiz, içtiğimiz ve gezdiğimiz yerleri bile facebook’ta, twetter’da veinstagram’da yüzlerce insanlarla paylaşır hale geldik..

Modern yaşantı ve teknoloji bizden zamanımızı mahremiyetimizi ve samimiyetimizi birer birer alıp götürdü bile..

İnternetin ve televizyonun başında vaktin nasıl akıp gittiğini fark edemez olduk. Oysa ki zaman, Rabbimizin kullarına vermiş olduğu en büyük nimetlerdendi..

Ömrün telafisi ve geri dönüşü yoktu ama her dakikanın hesabı vardı ahirette. Onu da unutur olduk. Bize verilen zaman emanetini ne kadar hafife aldık ve ne kadarda hor kullandık..

Biz böyle değildik..

Secdede göz yaşı, istiğfar ve zikirle tezyin edilen gecelerimiz, dua, besmele ve muhabbetlerle bereketlenen sofralarımız, gözlerinde ve sözlerinde huzuru bulduğumuz muhabbet eri dostlarımız vardı bizlerin..

Hızlıca medenileşerek öyle bir hale geldik (!) ki; oturduğumuz apartman dairelerinde hayatın koşturmacasına o kadar kaptırdık ki kendimizi, karşı komşumuzu bile tanıyamaz olduk..

Önderimiz ve liderimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizin asırlar ötesinde son derece önem verdiği sıla-i rahimle ilgili hadisleri sanki günümüz için söylenmiş gibi. En yakınımız zannettiğimiz insanların ölüm haberi bile günler sonra ulaşır oldu bize..

Şimdilerde ise sanal alemin sanal dostlukları işgal etti göz kırpmadan heba ettiğimiz ömürlerimizi. Ne dünyamızı güzelleştirecek işlerimiz vardı heybemizde, nede ahiretimizi mamur edecek salih amel yapabildik gece ve gündüzlerimizde. Bize emanet olarak bahşedilen ömürlerimizi bir dizinin, bir filmin karelerinde yavaş yavaş tüketiyoruz ve kendi hayal dünyamızda sanal köşkler inşa edip baş köşesine kurulduk bile..

İnternet başında sabahlayan modern ve teknoloji esiri olan insan ise çok daha yorgun çıktı her doğan güne ve her gün yeni bir ziyanla başladı geri kalan ömrüne. Yapılan kısacık ibadetlerimiz bile asırlarca sürmüş gibi yük olup yığıldı üzerimize..

Ama televizyonun ve internetin başında geçirilen o kadar saat, tüketilen onca ömür hiç hesaba katılmadı..

Ahir zamanı Müslümanları bizler, teknolojinin sunduğu sanal dostlarımız kadar samimi değiliz camideki cemaatle ve apartmanımızdaki komşularımızla. Aynı safta Rabbimizin huzurunda kıyamda durduğumuz, beraberce secde ettiğimiz insanlarla, her bir adımında Müslümanın, meleklerin dua ettiği cami ne kadarda hasret şimdi mü’minlerin adımlarına..

Teknolojiden ve sanaldan elbette istifade edecek Müslüman toplumları..

Ama işin ucunu kaçırmadan..

Reeldeki hak ve sorumluluklarını sanalda da muhafaza edecek ve sanalda da samimi olacak  Müslüman..

Zamanı değerlendirme konusunda ise kendine bir emanet olarak verildiğini asla ihmal etmeyecek Müslüman…

Ali Koç

Diyanet-Sen Konya Şube Başkanı