Diyanet-Sen 52. Başkanlar Kurulu Toplantısı Trabzon’da Gerçekleştirildi

24 Ekim 2025, Cuma

Diyanet-Sen 52. Başkanlar Kurumu Toplantısı Trabzon’da gerçekleştirildi. Toplantıda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanlarının sorunları, sendikal çalışmalar ve   ülke gündemi değerlendirildi.

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız başkanlığında toplanan 52. Başkanlar Kuruluna, genel merkez yönetimi, şube başkanları, il temsilcileri, Trabzon İl Müftüsü Dr. İsmail Çiçek, Belediye Başkan Vekili Ahmet Yüksel Gülay, Vakıflar Bölge Müdürü Reşat Asrak, Memur-Sen İl Başkanı Mehmet Kara, “Türkiye Savunma Sanayi Kapasitesi Bölgesel ve Küresel Güç Dengelerini Nasıl Etkiliyor” konulu  sunumuyla Dr. Eray Güçlüer katıldı.

Yıldız: Hakikati Savunmak ve Medeniyet Ruhuyla Buluşmak İçin Mücadelemiz Sürecek

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız 52. Başkanlar Kurulu Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, zorlu zamanlarda verilen onurlu mücadeleye vurgu yaparak teşkilat mensuplarına önemli mesajlar verdi. Emperyalizmin, siyonizmin ve kültürel yozlaşmanın kuşatması altındaki insanlığın içinde bulunduğu durumu gözler önüne seren Genel Başkan Yıldız, Diyanet-Sen’in bu süreçteki hayati rolünün altını çizdi.

İnsanlık Topyekün Kuşatma Altında

İnsanlığın zorlu dönemlerden geçtiğini belirten Genel Başkan Yıldız, emperyalizmin, siyonizmin ve kapitalizmin kuşatması altında, kitlelerin katliam ve soykırımlardan geçirildiğini; geleneklerin, kültürlerin ve medeniyetlerin yok edildiğini dile getirdi. LGBT sapkınlığı, cinsiyetsizleştirme politikaları, sanal kumar, diziler ve sosyal medya aracılığıyla aileye saldırıldığını, gençlerin ifsat edildiğini ve toplumun zombileştirildiğini söyledi. Kültür emperyalizminin manevi vatanı işgal ettiğini, mahremiyeti yok ettiğini, kodları değiştirdiğini ve ekseni kaydırdığını vurguladı.

Değerlerin elden kayıp gitmesine karşı Diyanet-Sen’in sesini yükselttiğini, camilerde, Kur’an kurslarında bu tehlikeyi haykırdığını ifade eden Genel Başkan Yıldız, eşcinselliğe “sapkın” dedikçe, bazı çevrelerin buna karşı çıktığını ve sözde aydınların laik atak geçirdiğini söyledi. Mehmet Akif Ersoy’un, Birinci Dünya Savaşı döneminde hilali indirip haçı dikmek isteyen müstemleke aydınlarını anlatan dizelerine yer vererek, manevi vatanı koruma mücadelesinin önemine dikkat çekti.

Ruhumuzu Kaybedersek Hakikatimizi de Kaybederiz

Çanakkale’de geçit verilmeyen emperyalistlerin, sinema, sanat, moda ve sosyal medyayla manevi vatanı işgal ettiğini dile getiren Genel Başkan Yıldız, ruhunu kaybetmenin hakikatini kaybetmek olduğunu söyledi. Yazar Umberto Eco’nun sözüyle, “Apaçık doğrunun doğru olduğunu ispatlamak zorunda kalmamız” gibi lanetli bir durumu yaşadıklarını belirtti. Post-truth, transhümanizm ve homo-deus gibi kavramlarla siyo-emperyalizmin sinsi bir projesinin, insanlığın hakikat algısını bozduğunu ifade etti. Bu nedenle Diyanet-Sen’in en büyük mesuliyetinin hakkı, hakikati savunmak ve bu toprakları yeniden medeniyet ruhuyla buluşturmak olduğunu vurguladı.

Medeniyet Mirasçısı Olarak Çalışmaya Büyümeye Devam Edeceğiz

Memur-Sen’in, Diyanet-Sen’in tarihin en büyük medeniyetinin mirasçıları olduğunu hatırlatan Genel Başkan Yıldız, İslam bilim ve düşünce hayatındaki El-Biruni, İbn-i Sina gibi alimler ile Ümmü’d-Derdâ, Fatıma el-Fihrî gibi kadın alimlerin önemine değindi. Fuat Sezgin’in “Medeniyetimizin büyüklüğünü kendi insanımıza anlatmak, batılılara anlatmaktan daha zor” sözünü aktararak, Diyanet-Sen’in bu yabancılaşmaya direnen bir teşkilat olduğunu söyledi.

Diyanet-Sen’in medeniyet ruhunu milletle buluşturan bir hareket olduğunu, sendikacılık yaptığı kadar insanlık yükünü de sırtladığını belirten Yıldız, Osman Sarı’nın

Kurmak bize düştü bu kalbi sökülmüş çağı

Buyruk en ağır yükün altına saldı beni    

Dizelerini atıf yaparak “İşte bizler “buyruğun” getirdiği sorumlulukla medeniyet ruhunu milletle buluşturan teşkilatız. Biz sendikacılık yaptığımız kadar insanlık yükünü de sırtlayan bir hareketiz. Diyanet-Sen’li olmak bu davayı namus bilmek, Davayı hor ve öksüz koymamaktır. Çünkü biz medeniyet hamilleriyiz. Biz kadim kültürümüzün birikimiyiz. O nedenle yükümüz ağır, işimiz çok, yolumuz uzun. Bu ağır sorumluluğu taşımak kolay değil.Bunun için hem kemiyeti büyütmek, hem de keyfiyeti artırmak zorundayız. Sahada adım atılmadık yer bırakmamak, temas edilmedik din görevlisi, vakıf çalışanı koymamak zorundayız. Taşıdığımız sorumluluğu hissetmeyen bir tek işyeri temsilcisi kalmamalı. Bir tek teşkilat mensubu bile unutulmamalı. Bu büyük davada tek bir kişi bile önemli.Bu yüzden, hem bir adresi olmayanlara, hem de yanlış adreste olanlara gideceğiz.Kendimizi, derdimizi, kazanımlarımızı anlatacak, sayımızı daha da artıracak, heybeti daha büyütecek, bereketi daha da çoğaltacağız.” İfadelerine yer verdi.

Liderlik Konfor Alanında Olmaz

Teşkilatın lider kadrosuna seslenen Yıldız “En çok biz yorulmadan, en çok biz ter akıtmadan bu iş olmaz. Çünkü konfor alanında kalarak liderlik yapılmaz” uyarısında bulundu. Mevcut başarıyı yeterli görmemek gerektiğini belirten Yıldız” 144 bin çalışandan hala 56 binlik bir hedef kitlemiz var. Durmak gerilemektir. Arif Nihat Asya’nın “Yürüyeceksin… Millet yürüyecek arkandan” ve İsmet Özel’in “Yürürüm çünkü ölümdür yürünülmeyen” dizeleriyle Diyanet-Sen’in yola devam etme kararlılığını ifade etti.

Zaman zaman yorgunluklar, kırgınlıklar ve hayal kırıklıkları olabileceğini belirten Genel Başkan Yıldız “Bütün bunlara rağmen, asıl olan istikameti ve dava bilincini kaybetmemektir. Büyük mesuliyet gerektiren bu işler ‘sade yaşamak’ isteyenlere uygun değildir.” Dedi.

Toplu Sözleşme Sürecinde Tarihi Duruş

8. Dönem toplu sözleşme sürecinde Memur-Sen ve Diyanet-Sen olarak tarihi bir duruş sergilediklerinin altını çizen Yıldız “Toplu sözleşme sürecinden alnımızın akıyla çıktık. Ortaya konulan irade, kararlılık ve coşku için tüm Memur-Sen teşkilatımıza ve Diyanet-Sen Teşkilatıma bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Sendikamsı yapılar bu süreçte mücadele yerine Memur-Sen ile Diyanet-Sen ile uğraşmayı seçti, çamur atmayı seçti. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” diyoruz ve tezviratlara kulak tıkayarak algı operasyonlarına fırsat vermedik vermeyeceğiz. Emek de bizim, yetki de bizim, kazanım da bizim!” şeklinde konuştu.

Çizgimiz ve Duruşumuz Belli

Diyanet-Sen’in zor zamanlarda, darbelerin karşısında başı dik durduğunu, bedel ödeyerek hakikatin sesi olduğunu belirten Genel Başkan Yıldız, “Cevher har’da insan dar’da işlenir” Bizler zorluklarla piştik. Duruşumuz net. Sermayenin ezdiği emekçinin, zalime karşı mazlumun, vesayetin karşısında millet iradesinin yanındayız.” İfadelerine yer verdi.

Örgütlü Gücümüzü Büyütmek Zorundayız

Genel Başkan Yıldız, Gazze’de, Bosna’da, Irak’ta, Suriye’de Müslüman kanı akmasın, zulme karşı yeni Musalar, Selahaddinler, Ahmet Yasinler yetişsin diye; nebevi ilkenin hayat bulması için; inancın ve özgürlüklerin çiğnenmemesi için Diyanet-Sen’in daha çok çalışmak, kapasitesini artırmak ve örgütlü gücünü büyütmek zorunda olduğunu ifade etti.

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Trabzon Şube Başkanı Metin Öztürk, Diyanet-Sen’in kurucu ilkelerden taviz vermeden Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı Merhum Akif İnan ve Diyanet-Sen Kurucu Genel Başkanı Ahmet Yıldız’ın açtığı yolda emek ve alınteri merkezli sendikacılık yaptığını ve Türkiye’nin en büyük emek hareketlerinden birisi olduğunu ifade etti.

Emekli Albay Dr. Eray Güçlüer’in “Türkiye Savunma Sanayi Kapasitesi Bölgesel ve Küresel Güç Dengelerini Nasıl Etkiliyor? Konulu sunumunun ardından şube başkanları talep ve önerilerini dile getirdi.

Diyanet-Sen genel merkez yönetim kurulu üyeleri de kendi sekreteryaları ile ilgili bilgilendirmelerde bulundular.